top of page

Baskı Altında Düşüncelerimiz Dibe Vuruyor

Güncelleme tarihi: 2 Mar 2023

Bay Hüther baskı altında olduğumuzda beynimize ne oluyor?

Bir şey kesin: Akıllı çözümler bulamıyoruz. Bize gereğinden fazla bilgi verildiğinde, istem dışı beynin şalterleri atıyor ve anında eski davranış stratejilerimiz devreye giriyor.



Nedir bu?

Kafamızdaki süreçleri asansör gibi düşünelim. En üst katta en ihtiyatlı çözümler buluyoruz. Bodrum katında ise en basitlerini. En üst katta ileriye dönük ve yaratıcı çözümler; çünkü o zaman eylem planlama ve etki değerlendirmeden sorumlu olan frontal korteksi kullanıyoruz. Ama baskı altında çuvallıyoruz.


Neden ?

Frontal beynimizdeki sinir bağlantıları muhteşem; ama çok hassas. Stres anında prefrontal korteks de kasılma başlar. Bu da oradaki nöronların bağlanmasını engeller. Asansöre dönelim: Yükselen baskıyla kat kat aşağı ineriz. Yeni fikirler geliştirmek yerine eskilere baş vururuz. Çünkü geçmişte kendilerini kanıtlamışlardı. Ve eğer bu da işe yaramazsa, durum vahimleşir; çocukluk anılarımıza döneriz.


Peki o zaman bize ne olacak?

O zaman biz bile kendi davranışlarımıza şaşırır kalırız. Masalara vurmalar, kapıları çarpmalar.. Bunun pek bir faydası olmaz ama ne yapalım, eski kalıplarımız.. Derin öğrenilmişlikler beyinde yer almış. Baskı altında devreye giriyor.

Duruma göre bazen bodrum katına da inebiliyoruz. Feci stres durumunda en köhnemiş fikirlere tutunabiliyoruz. O an ilkel beyin devreye giriyor. 1. Saldır. 2. Kaç. 3. Ölü taklidi yap.


Bu oldukça tehdit edici. Peki bundan nasıl kaçınabiliriz?

Zekice olan ileriye yönelik düşünmek. Bir probemi dikkatlice inceleyin, bekleyin ve düşünün. Bir problemi panik yaşayacak kadar ötelemeyin. Beynimizi bu şekilde daha elverişli kullanırız.


Ancak bunun için her zaman vaktimiz yok. O zaman ne yapmalıyız?

O zaman yeni teknikler ile iç huzuru bulabilmek ve yeniden düşünebilmek iyi olurdu.


Bu ne olabilir?

Her türlü gevşeme tekniği olabilir. Joga. Meditasyon. Yürüyüş. Aynı zamanda kozaya veya içe dönük ritüeller. Ritüeller beyni sakinleştirir; çünkü güven ve düzen sağlar.

Stres her zaman çok fazla karmaşıklıkla uğraştığımız anlamına gelir. Bunu azaltmak zorundayız. Ancak dikkat: Gevşeme teknikleri asıl amacımız olmamalı. Jogging veya tespih çekmek kolay bağımlılık yapar. Bu işin yarattığı rahatlama beynimize kazınır ve güçlenir. Ama sorun hala duruyor olur. Bu yüzden şunu unutmayalım: Sorunu çözmeyen her şey sadece alternatiftir.


Yaratıcı düşünebilmemize ve mümkün olduğunca üst katta kalabilmemize neler yardımcı olur?

  1. Kendi bilgilerinize, mevcut becerilerinize ve yeteneklerinize güven duymak.

  2. Birlikte çözebileceğimiz birilerine güven duymak. İngilizce'de buna "social support" denir.

  3. Bu dünyaya tutunabilmeye güven duymak…

Bu güvene ihtiyacimiz var.

Başkalarının bize yardım eli uzatmadığında ve biz de kendi başımıza ilerleyemedigimizde, güvene ihtiyacımız olur. Dinciler, inanç’tan, yogiler, spritüellikten, felesefeciler ezoterikten bahs ederler. Ama ben bilinçli bir şekilde ‘GÜVEN’ diyorum. Yeniden iyi olacağına ve herşeyin bir anlam ifade edeceğine güvenmek. Bu kaynaklarımız çok güçlü. Ancak ne yazık ki, en çok da onları baltaladık.


Bu kaynaklardan biri eksilirse ne olur?

Onları, bir tabureyi sabitleyen üç ayak gibi düşünebiliriz. Kişi sadece kendine güvenirse, henüz sağlam oturmuş olmaz. Yalnızca bu üç kaynağı da iyi geliştirmiş insanlar gerçek anlamda güçlü olurlar. Beyinlerini ve yaratıcı düşünme becerilerini de iyi kullanma şansına sahip olurlar!


Prof. Dr. Gerald Hüther, Psikiyatrist, Nörobiyolog. Yazar.

Ceviren: Derya Mum (Antalya 2018)



12 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Onurlu olmak

bottom of page